31 Mart 2012 Cumartesi

Çankaya Vaillant Servisi

yazar, okuyucuya mümkün mertebe "bu neydi ya ben bir döneyim gerilere..." dedirtmemelidir. yazar ihsan oktay anar, bu eserinde bunu sık sık dedirtmiştir. suskunlar, dağınık bir kitaptır. mesela yazarın üslubu haline gelmiş olan, anlatılan olayı okuduğunuz sayfalar sonrasında "....ama bu, şundan yıllar önceydi / sonraydı...." kalıbı, kitabın yarısını geçtiğimiz yerlerde hala kullanılmaya devam etmektedir. yani bu kitap, normal ihsan oktay anar karışıklığının üzerindedir. Çankaya Vaillant Servisi tasavvufi anafikirler, onun işaret ettiği "zerredeki okyanus" bilinciyle verilirse bir anlam ifade eder. bu noktada yazardan beklenen, okyanusa işaret eden bir zerre olmasıydı fakat yazar bu eserinde "dünyanın tüm okyanusları" olmaya oynamıştır. gerek yoktu. çok fazla gösteriş olmuş kanaatimce. ihsan oktay anar burada "ben!" demiştir ve bunun için romanında kullandğı sufiler bilir ki, "ben" diyeni irşâd mümkün değildir. kitabın bana zorlama gelmesinin en temel sebebi budur. zorlama cümle meselesinde de konuşabilirim evet. zira hazırlopçu olduğum kadar hazırcevap biriyimdir de. başka bir deyişle, laflar hazırlamama gerek yoktur, lafım an be an hazırdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder