31 Mart 2012 Cumartesi
Batıkent Ariston Servisi
son olarak, sayın yazar yine 123. sayfadaki "bu sazdan üflenen nağmeler, sırrın ufûlevî vüsafâsı olan ehl-i vukuf füsûnkârlarının bezediği o vâsî füseyfisâda raks ve vüsûb eden vüsemâ gibi birer üfkûhe idiler" bariz zorlamalı cümle için düşündüğünün yarısı kadar kitabın genelini düşünseydi, yaşattığı hayal kırıklığı bu kadar derin olmazdı.
ama kendisinin kredisi sonsuzdur.
********
********
yoğun istek üzerine gelen edit:
Batıkent Ariston Servisi
efendim, eflatun'un sesin kaynağını aradığı sayfalarda tarafımdan eleştirilen noktanın, mevzunun yedi günah bağlamında dönüp dönmemesiyle bir alakası yoktur. "a yedi günah evet çok şahane hiç sıkılmadan okumalıyım, beğenmezsem elalem ne der, hazırlopçu olmakla kalmam düz adam da olurum belki, allaam hemen beğenmem lazım" diye okunmamıştır bu kitap. evet yedi günahtır, eyvallahtır ama çok uzundur. bahsedileni anlamak için yüzlerce sayfaya gerek olmaması gerekir.
bunun yanında; kitap okumak film izlemek gibi değildir. film, bir oturuşta ve en fazla 3-3.5 saat süresinde bitirilir. olmadı bir daha izlenir, olay biter. ayrıca kitap okumak, ders çalışmak gibi de değildir. zorunluluktan ya da sınav kaygısından değil, entelektüel amaçlarla edinilen bir alışkanlıktır. bu sebeple, bir kitap -genelde- bir kere okunur ve bu okuma sırasında karalanmaz, post-it'lenmez. "aha buradan soru çıkar" diye bir taraflarına yıldızlar atılmaz vs.
kitap okumak bir süreçtir, günler hatta haftalar sürebilir. bir kitabı elinize her aldığınızda ona yeniden başlamak gerekiyorsa, olay akışı iyi bir bağlamda verilememiş demektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder