27 Mart 2012 Salı

Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi

tıpkı 28 şubat’ta yaptığı gibi. tıpkı o dönemde mağdurlarından birinin ben olduğu ‘andıç’ta yapıldığı gibi. hukuk ayaklar altına alınarak ‘adalet’e nasıl ulaşılacaksa, o yol izleniyor. medya yöneticilerinin bir bölümü hiçbir şeyi sorgulamadan, polise inanma yolunu çoktan ve kendiliğinden seçti bile. oysa medya boru-trampet takımıyla üç gün üst üste gürültüyle açıklanan ‘bilgiler ve bulgular’ın bir bölümü fos çıktı. örneğin, karabükspor’dan fenerbahçe’ye transfer olan nijeryalı futbolcu emenike’nin bavul bavul para aldığı ve fenerbahçe karşısında maça çıkmadığı, bunun belgelerinin bulunduğu öne sürülmüştü. açın bakın pazartesi-salı günkü gazetelere. emenike serbest bırakıldı. var olduğu iddia edilen görüntüler ise hiç ortaya çıkmadı. aziz yıldırım’ın beşiktaş-fenerbahçe maçından önce futbol federasyonu başkanı’na telefon edip cüneyt çakır’ı maç hakemi olarak istediği ve maçtan önce cüneyt çakır’la görüştüğü manşetlere çıkmıştı. ne oldu? bunun gerçek olmadığı ortaya çıktı. örnekleri saya saya bitiremeyiz. bu şekilde yürütülen bir ‘operasyon’un, milyonlarca fenerbahçeliyi, ‘temiz eller operasyonu’ olduğuna ikna edemezsiniz. fenerbahçeliler, bunun aziz yıldırım üzerinden yürütülen bir ‘fenerbahçe operasyonu’ olduğuna kanaat getirmeye başladılar. bunu kim, niçin, ne amaçla yapıyor? cevabını bulamadıkları, benim de cevabını araştırdığım soru bu. lube ayar’ın soruları Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi ne ki, fenerbahçelilerin önemli bir bölümü, bunun ‘dürüst’ bir ‘şike operasyonu’ olduğuna ilişkin kül yutmuyor. alın size bir fenerbahçe taraftarı olan, ödül sahibi bir gazeteci, 12 yıllık yargı muhabiri lube ayar’ın twitter’da yazdıkları: “anlamak istemeyenlerle işim yok. ama algı sorunu olanlara tekrar anlatabilirim. hadi başlayalım” diye söze girmiş. kayda düşsün: 1) polis, 2004’ün son haftalarında ‘dinlemede’ydi! yani, rize-akçaabat ve rize-beşiktaş maçında olacakları biliyordu. soru: ne yaptılar? 2) maçlar oynandı, lig bitti, soruşturma bitti. bursaspor küme düştü. şike konuşmaları savcı selim berna altay’a geldi (hrant dink cinayeti davasının savcısıydı. cç) soru: savcı ne yaptı? 3) 2005’te dava başladı. ben dosyayı aldım. bazı belgeleri yayımlayan milliyet, şike belgelerine burun kıvırdı. soru: geçti mi bir yıl? 4) milliyet’in spor ödülleri töreninde m. ali şahin’e bu belgeleri anlattım, önceki haberlerimi övüp kartını verdi. soru: bakan ne yaptı? 5) juventus (italya’nın ünlü futbol takımı cç) küme düşürüldü. ben apar topar datça’dan çağrıldım, bir kısmını yazdım (türkiye’deki şike soruşturması cç), bir kısmı veto yedi. soru: geçti mi 2 yıl? 6) bakan (m. ali şahin) ntv’nin canlı yayınına çıktı. haluk yürekli istedi, telefonla bağlanacaktım. ama bakan istemedi, konuşamadım. soru: sizce neden? 7)bakan yayında ‘iki yıllık zamanaşımı süresi doldu, yapacak bir şey yok’ dedi. soru: bu sürenin nasıl geçtiğini anladınız mı? 8) milliyet’ten cemal ersen’e konuşan türkiye futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy, ‘bu belgeler yok’ dedi. soru: diyecek söz bulabiliyor musunuz? 9) sedat ergin (o sırada milliyet genel yayın yönetmeni cç) fenerbahçe muhalefetinin (aziz yıldırım’ın muhalifleri) telefon konuşmalarını içeren bölümü silip attı, ‘yıldırım lehine yazı istemem’ dedi. sorum yok! 10) milliyet’te sedat peker’in ünlülerle yaptığı telefon konuşmalarını koyduğum dosyadan şansal büyüka’nınkiler yok oldu! bulamam mı sandınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder