31 Ocak 2012 Salı

boy aynaları

14. bölüm fragmanıyla beni haklı çıkartmış dizi. hürremciğimi sürmüştür pis sülüman... benim anlamadığım tarihte hürremciğimi dövdüğü için manisa sarayı'na boy aynaları postalanan mahidevran zillisi bu dizide neden sürülmemiştir? süleyman'ın adaleti nerede? her şeyi geçtim tarihte harem yangını olarak bilinen - bu dizide yer almamakla birlikte harem süleymanın iktidarının ilk zamanlarında eski saray'daydı yamulmuyorsam - yangın hürrem boy aynaları tarafından bence bu nedenle çıkacaktır. hürrem bu, o kadar kolay eski saray'da hanım hanım oturmaz. ben size söyleyeyim sevgili sözlükçüler bu hürrem eski saray'ı yakar... gelelim hürremciğimin eski yavuklusuna, adam hakkaten taşmış... ama şu var 'ecdadımız durup durup sevişmez' zihniyeti güden halkımız, hürrem ile olası bir eski sevgilisinin aşkının boy aynaları canlanmasıyla sanırım show tv'yi yakar o nedenle o kısımlar soft geçilip, hürrem ile sülo'ya yeni bir halvet yarataıp selim'i de süleyman'ın oğlu olarak işleyeceklerdir... ayrıca son bir sözüm de pargalı ibrahim paşa'ya; okan yalabık oynadığı için bana sevimli görünen bu karakter cahit ülkü'nün kitabında pek bir enteresan çizilmiş. zira okan yalabık'ı düşünüp pargalıyı öyle okuyunca bende kavram kargaşası yaratıyor. bir de kitapta 10 sayfada bir pargalının isal olmasına gönderme boy aynaları yapılınca 'laann yoksa' cümlesi insanın ağzından ister istemez dökülüyor. bir de aynı kitapta pargalı'nın padişahın ayaklarını yıkayıp ab-ı hayat diyerek o suyu içmesi var ki (cahit ülkü, pargalı ibrahim paşa, syf.160) olay okan ve halit olarak düşünüldüğünde hayal gücümü oldukça kaşındırıyor... bir de pargalı hatice'yi aldığında hatice'nin pargalıyı ilk zamanlar yanına yanaştırmaması hadisesi var ki saltanat soyundan gelen kadınlar aldıkları adamlara yaklaş demedikçe o iş olmuyormuş... anlamadım ki zavallı hatice ağlamaktan pargalı'ya kavuşunca şoka mı girecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder