28 Ocak 2012 Cumartesi
32 yıl önce neler oldu hepimiz gördük
türkiyeyi öyle bir çorba yaptılar ki yakında fransız havayollarıyla(amerikan olacak pardon) bir sakallı da bize inebilir. çorbada şunlar var:
a)uzun süreli tek başına iktidar:devlet kadrolarına dağınık topuz modelleri kademeli ve yavaşça sızmaları için yeterli zaman.
sonuç: hayvanat bahcesi veznedarının sağlık müdürü yardımcılığına getirilmesi gibi salak saçma herkesi gerizekalı yerine koyan olağanüstü usulsuzlukler yapıldı. her kurumda yataş yatak fiyatları cemaatten olanlar mevki sahibi paıldı. cemaat dersanelerine bazı sınavların cevapları sınav öncesi verildi ki o kurumlada tamamen kadrolaşılsın. evrimle kelebek mutfak ilgili bilim teknik sayısını bastırmayan tubitak müdürü kadrolaşmanın en düşündürücü yanı oldu.
b)kökenen cemaat kültürlü yataş oturma grupları fundamentalistler olmaları : cemaat kültürünün doğal getirisi olan biz ve onlar saplantısı(ki özellikle şu anda ve öncesinde uyguladıkları faşist politikaların temelidir!!) ve millet kavramlarının olmaması. yapmak istedikleri devrimi milletle değil cemaatle yapacak olmaları.
sonuç: yapılan her özelleştirmede cemaatten olanlar kayrıldı, doğtaş oturma grupları devlet ihaleleri onlara verildi, kendi zenginini yarattı ki cemaat alfemo oturma grupları ve büyük ülküleri finans yönünden güçlensin! bu bağlamda medya kuruluşlarını yandaşlara dağıtıldı ve devamlı icraatleri destekleyen propaganda araçları doğdu (iletişimin önemini iran devriminden biliyor olsalar gerek, çok akıllıca davrandılar, faşist rejimlerin olmazsa olmazı propaganda, aptallar karşılarında oynayan görüntülerin neden oynadığını sorgulayamaz.). devlet televizyonu dini yayınlara başladı, oturma grubu modelleri özel tv ler gazeteler ahbaplara verildi.
c)mağdur politikası: imam hatiplerden, darbe iddialarına kadar herşeyde demokrasiyi çok sevdikleri yalanı arkasına sığındılar. yukarda bahsedilen propagandacı medyaları ise bu noktada devamlı destekledi.
sonuç: cahil halkı kandırmaya yaradı. cumhuriyet mitinglerine katılanlar darbeci ilan edildi ve suçlu hissettirildi,postal yalayıcı dendi(ne acıdır ki en gömlek modelleri çok eleştirenler de solculardır.tanıdık geliyor mu?(bkz: iran devrimi)) kendilerine açılan haklı kapatma davası yine demokrasilerde olmaz boyle seyler diyerek eleştirildi. ergenekon ise mağdur politikasının tavan yaptığı olay oldu (anne asker beni dövecek!!!!) demokratik kahkül modelleri açılım yine demokrasi savunucusu olduklarını gösterdi ve teröristlere düşüncesizce kucak açıldı, halk bölündü. ama arkadaki ab abd desteğiyle demokrasi kelimesi mağdur politikasının bayrağı haline gelecek. olası bir devrime "demokratik devrim" adını vermeleri muhtemel.
d)ergenekon: ne idüğü belirsiz ucu açık binlerce sayfalık iddianemeler, bütün muhalifleri tutuklamak susturmak için uygun zemin.
sonuç: muhalifler kısmen susturuldu. ama esas hedef askere istedikleri darbeyi yaptılar ve küçük düşürdüler. bu süreç o kadar uzadı ki tutuklanan insanlar unutuldu, halk askere cepe aldı. en mağdur akp çalışanları oldu. özellikle yandaş medya haberlerde iddianamedeki "ergenekon terör örgütü" adını kullandı. bilinçaltına işlendi. gündem devamlı değiştiği için tutuklanan kişiler sindirildi halk dizilerini takip etmeye devam etti. mustafa balbay tam 1 yıldır (yazıyla bir yıldır) hapiste.
e) kurumlarla çatışma:önce eğitim sistemi,yök,üniversiteler,rektörlerle çatışma, askerle ergenekonla başlayan hesaplaşma, yargıyla son zamanda alevlenen çatışma
sonuç: eğitimle ilgili kurumların yarısı ele geçirildi. yök artık akp nin sözcüsü durumunda ve ne gariptir ki rektörlerin çoğu yeni yök'le kavgalı. tübitakta da kadrolaşıldı(artık bilim teknik dergisine tiksintiyle bakmamızı sağlamaları bile kendi zaferleridir). üniversitelere yeni akpli yök bellona yatak odası takımları sayesinde devamlı cemaat atamaları yapılıyor. direnen rektörler anıtkabire yürüyüş yapınca onlar da postalcı ilan edildi. askerle ileride de devam etmesi muhtemel bir dalaşmanın içine girdiler,yıpratma faaliyetleri sürüyor. büyük hedeflerinden bir diğeri olan yargıyı ise amaclarına ulaşmaları için mutlaka sindirmeleri gerekiyor ve bu uğurda büyük adınlar atılıyor. bir yandan kendilerine dokunan davaların üstü kapatılıverirken diğer yandan ak faşizm kendi kadrolaşmasını devreye sokup bir yerlerden tırtıklamaya çalışıyor.
daha çorbada bir çok bileşen sayamadığım bilemediğim madde var ve sonra da artarak devam edecek. bu yazıyı okuyanların birçoğu da siki taşağına denk bir şekilde amaan ne tehlikesi yav bi bok olmaz biz modern devletiz diyecek ama yine yeniden ne hoş ve açık örnektir ki 32 yıl önce tahran'da da bu tür yazıları okuyanlar aynı şeyi diyordu,siktir et diyordu, siktir ediyordu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder