16 Nisan 2012 Pazartesi

Çeşme Arçelik Servisi

ben 8 gündür hiç televizyon açmadım evet,gazete, dergi benzeri olaylardan da uzak durdum bu 8 gün içinde, internete pek giremedim falan. hayat o kadar saf ve temizdi ki! fekat az önce haberleri izledim. çok kötüyüm sözlük neler olmuş öyle ya, yaşanılır gün kalmamış. derhal, sadece cüzdanımı ve cep telefonumu alıp uzaklaşmak istiyorum ülkeden. acebook'un news feed'inde belirli insanların postlarını engellemeyi geçen hafta öğrendim ve son bir kaç gündür en büyük eğlencem bu. Çeşme Arçelik Servisi bir kaç günde bir facebook hesabına girince most recent kısmı sürekli 1000+ oluyordu, artık 100 falan oluyor ben de benim için önemli insanların aktivitelerinden haberdar olup diğerlerinin paylaştığı salak şarkılara maruz kalmaktan kurtuluyorum. oh be. 2010’a mutsuz girdim sandım sanıyordum ki kader bana “her işte bir hayır vardır” sözünü bir kez daha hatırlattı, altın harflerle kazıdım aklıma bu cümleyi, acil durumlarda kullanılmak üzere… herkesin aşkı kendine en büyük aşktır ya hani, aşk bitince bir anda uğruna her şeyi feda edebileceğimizi sandığımız birinden bu denli tiksinmek çok garipmiş gerçekten. ama bu tiksinti durduk yerde yoktan var olan bir şey değil elbette ki. bir gün, onun kırılabilen bir kalbe sahip olduğunu varsayarak ve ilk defa haksız olduğumu düşünerek, özür dileyerek, “bugüne dair hissettiğim tek şey pişmanlık” demiştim, oysa nereden bilebilirdim ki profesyonel bir yalancı ile muhatap olan beynimin aylardır uyutulduğunu, şimdi o güne dair hissettiğim tek şey gurur, gurur duyuyorum karasızlıklarını ve yalanlarını yüzüne acımadan çarptığım ve menfaatlerle büyüttüğün arkadaşlığa bir son verdiğim için . sen kendini hala kalp kırmayı beceremeyen biri sanmaya devam et, ama sen kalp kırmayı beceremeyen biri değil, kalp kırmayı alışkanlık haline getirdiğinden özür dilemeyi öğrenen birisin, özrün erdemini kirleten birisin yalanlarınla. ama özür dilemek öyle bir erdemdir ki sen hala saklanabiliyorsun onun arkasına, ağına takılan herkesi aldatırken ve umut dağıtırken masum aldanmışlara . peki ben kimi sevmişim bugüne kadar, kimeydi bütün bu yazılanlar, bu hissedilenler ?… nereden bilebilirdim ki melek yüzlü bir sahtekara boca ettiğimi hislerimi, büyük bir zaman kaybıyla muhatap olduğumu nereden bilebilirdim ? şimdi sana yazıldığını sandığın tüm yazılar bir pişmanlık ve utanç abidesi olacak benim dehlizlerimde, senin için beslene tüm hisler aldanmışlığın bir tecrübesi olarak sergilenecek kalbimin bir köşesinde. kalbinin kapılarını açtığında orada olacağım demiştim ya, bilmezdim o kapıdan herkesin vizesiz gelip geçebildiğini. ben herkes olamam güzelim elveda, bu da koskocaman bir veda havasıdır, hazmet hadi edebiliyorsan. işte bu da aşkın bitişine güzelleme, koskoca bir aşkın bitişinin itirafına resmiyettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder