15 Haziran 2011 Çarşamba

2011 seçimlerinde malesef beklenenden daha azına...

2011 seçimlerinde malesef beklenenden daha azına ulaşabilmiş liderdir. sebep olarak siyasi tecrübesizliğini ve başkanlığı aldıktan sonra önünde kalan zamanın darlığını görüyorum. deteya geçersek...

kılıçdaroğlu partide parlamaya başladığında çizdiği imaj memurluk yıllarından getirdiği ciddi soruşturma bilincine sahip, aldığı işi enine boyuna inceleyip çıkan, bi nevi gözü pek bir müfettiş şeklindeydi. dengir mir mehmet fırat'ı nasıl bitirdiğini, gökçek'i nasıl terlettiğini izlerken etkilenmemek elde değildi. dosyasına hakim adam görüntüsü o kadar sağlamdı ki adı anılmaya başladıktan bir kaç ay sonra baykal ayrılırsa kılıçdaroğlu gelmeli denilmeye başlandı. ben de diyenler arasındaydım..

kaset olayı patlak verip kılıçdaroğlu başkanlığı aldığında tanıdığım tüm kendini solcu addeden seçmenler durumdan umutluydu. rahşan hanımın kasketle kongreye katılması yıllardır lider arayan sola kattığı heyecanı özetlemeye yetiyordu. sürecin hızlı işleyip, birkaç gün içinde başa geçmiş olmasından dolayı seçmen kafadan 1 ay hazırlık süreci tanıyordu ona. beklenen şuydu , kılıçdaroğlu kaynak sıkıntısı çekmeyeceği chp'de yoğun bir çalışma sürecine girecek ve döndüğünde; akp'nin yolsuzlukları çatır çatır belgeleriyle çıkacak, erdal inönü-ecevit ayarında sosyal demokrat bir chp dönüşümü yaşanacak, soldaki çoğu partiyle uzlaşılabilecek ve sicili, karakteri temiz bir siyasetçi meydanlarda esmeye başlayacak. olayların gelişimiyse bambaşka oldu;
- kılıçdaroğlu daha ilk günden erdoğan'a çattı, yere henüz basabilmişken kavgaya kalkışınca işler yolunda gitmedi,
- muhalefette başlayan rüzgara medya tarafsız kalmayarak giydiği gömleğin fiyatını bile haber yaptı, "temiz insan" görüntüsünü yıpratmaya çalıştı,
- ikinci haftasında televizyon programlarına çıkıp yıllardır çözülemeyen sorunları çözme sözü verdi. kaçınılmaz olarak gelen "nasıl?" sorusuna "inceleme aşamasındayız" yanıtını vermek zorunda kaldı. bu cevap aylarca tekrarlanmak zorunda kalacaktı. elinde kozları toplamadan oyun oynamaz sanılan adam kendi kendine fire vermeye başlamış oldu.
- chp tabanındaki milliyetçi-kemalist kesimin ciddi oy oranına sahip olması ve bunları kaybetme korkusuyla vaatleri illere göre değişti. tutarsız söylemleri yadırgandı, son günlerde doğuda desteklediğini söylediği "özerklik" sözcüğüyle ne demek istediği bile tartışıldı.

bunlar ve sayılabilecek benzeri hatalar sonunda (siperde çömelme meselesi, meydanlardaki düşük seviyede atışmalar) doğallığıyla yarattığı rüzgarı durulttu. gelişiyle kazanıp tüm tutarsızlıkları sonunda kaybettiği oylardan biri de benim. ama içten içe hala umut taşıdığımı da belirtmeliyim. bu ülkede iktidarın muhafazakar-milliyetçi partilerin dışına çıkmayacağını biliyorum, ama en azından muhaleette yeniden baykal tipi bir chp görmektense değişime olan ihtiyacın farkında insanları görmek daha tercih edilir. bir dahaki seçimlere kadar düzgün bir danışman kadro ve içi dolu oturmuş projelerle dönmesini temenni ediyorum. en azından oy atılabilecek gerçekçilikte olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder