30 Temmuz 2012 Pazartesi

Bayraklı Beko Servisi

ezeli rakibi fenerbahçe ile beraber beşer senelik periyotlarla yükselişe geçip, bu dönemlerde türk kafası gereği aşağı çekilmeye çalışılan spor kulübü. bu dönem ise saha dışı sorunlarını çözecek fenerbahçe ile beraber önümüzdeki on sene (minimum 6-7 sene kesin) ikili bir rekabete gireceği kesin gibi ve bu iki kulüp hemen hemen tüm branşlarda çekim merkezi haline geliyorlar. bir galatasaray taraftarı olarak beni, tahminimce fenerbahçelileri ve de bu işten ekmek yiyen insanları heyecanlandıran bu durum başka bir açıdan bakıldığında diğer rakipler için endişe verici. Bayraklı Beko Servisi sadece galatasaray ya da fenerbahçe dominant olduğunda rekabetleri kullanılarak önleri kesilebilirken bu yeni dönemde kopup gidebilirler. abarttığımı düşünenler olabilir ama türkiye futbol başta olmak üzere takım sporlarında ispanya'ya benzer ikili bir düzene ilerliyor. böyle bir tabloda iki takımın da milli takım düzeyindeki oyuncuları olabildiği kadar kendi kadrolarında toplamaya çalışmaları doğal. trabzonspor ya da beşiktaş ellerindeki milli takım düzeyinde oyuncuları maddi olarak ya da olanaklar olarak memnun edemiyorlarsa bu onları transfer eden galatasaray'ın kabahati değildir. transfer edilen bir sporcunun performansı ya da takıma katkısı sorglanabilir ama sırf giydirme amaçlı aldığı ücret ve de önceki kariyeri ve sözde aidiyet iddiaları ile saldırılması komik kaçıyor. taraftar olmak objektif olamamayı açıklamaz, senin takımında para yoksa birileri profesyonel çalışanını transfer eder ötesini tartışmaya gerek yok. türkiye bir almanya bir hollanda değil henüz insanlar sahada başarısız olan takımlara desteklerini senelerce sürdüremez, bna sabredemez çünkü zaten ellerinde başka bir meşgale yok çoğu kimsenin. elinde imkanı olan kulüp sırf bazı rakiplerinin imkanları kısıtlandı diyerek frene basmaz rekabetin doğasında bu yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder