8 Şubat 2012 Çarşamba

Seo Kelimesinde Sıralama Değişti

karşıyaka sümerbank'ta çalışmış seneler önce, annemin gidip ordaki tezgahtarlarla kanka olarak babaannesinin ev telefonunu almasına, defalarca arayıp "okulu bırakıp şarkıcı olmak istiyorum" diye dert yanmasına katlanmış ve işin gücün yok mu demeden saatlerce nasihat vermiş sakın okulu bırakma diye. seneler sonra anneme "ben bu kadınla 10 dakika konuşabilmek için ömrümü verirdim" dediğimde ve annemin yaptığı 5 telefon konuşmasının 5inde de okulundan bahsetmiş olması inanılmaz sinirime dokunduğunda "o konuşmalar olmasaydı yiyecek daha az para bulurdun" cevabını alıp susmuştum. bilgisayarımda kendisinin 92 adet şarkısının bulunduğunu, sürekli hastalıklı ruh halim yüzünden okulu kırdığımı ve elimde arayacak bi babaanne evi telefonu da olmadığını farkettiğim gün ise hayatımın en acı günüydü. anlamadığım bi başka şey de tv izlerken topluca herkesin birbirine bakıp "ya ben bu kadını çok seviyorum" diye ağlamaya başlaması normal karşılanabilirken benim kendisi için "öldüğünü görmeyi kaldıramam en iyisi ben bundan önce öleyim" dediğim zaman ruh hastası muamelesi görmem. keşke yaşıtı falan olsaydım da makul bi istek olsaydı. o aslinda dunyanin pek tanimadigi en buyuk muzik iconlarindan biri. bugun arabeskinden, metaline, pop'undan trance'ine envai cesit muzik dinleyen 70 milyon insanin hayatinin bir noktasinda duygularini ifade etmesinde yardimci oluyorsa bir sanatci ve bu ulkenin sarkicilarinin citasi, ulasmak icin cabaladiklari nokta sezen aksu ise bunun bir baska tanimi olamaz gozumde. hani bazi komedyenler vardir...cogu zaman o kadar komiktir ki arada igrenc espiriler bile yapsa hatta hic espiri bile yapmasa da suratina bakinca gulersiniz...sezen de bizi o kadar cok aglatmistir ki sarkilariyla artik suratina bakinca gozleriniz dolar hale gelmissinizdir... dikiş iğnesi, hatta yorgan iğnesi gibi bi kadındır şarkıları teninize bi batar, bi çıkar, delik deşik eder adamı ama bu süreçte kapanmayan yaraların uçlarını da birbirine teyeller* çoğu zaman bu harikulade kadın gurbette olan vatanda$larimizin hastaligidir. gelmi$ geçmi$ en iyi soz yazarlarindan biri olan bu $ahsin $arki sozlerini yabanci dile tercume etmek de imkansizdir.. bir gurbet ortaminda ard arda keskin biçak, hazan, kaldirimlar, vazgeçtim, a$k için olmeli ve tukenecegiz çalinca, butun turkler teker teker head shot (bkz: unreal tournament)a ugrar. durumu fark eden yabancilardan biri "ne diyo ki sozlerinde?" diye sorunca dakka bir gol bir: "ölürüm yoluna"yi nasil tercume edersin fransizcaya? herhangi ba$ka bir dil o kadar kuvvetli bir laf edebiliyor mu? beni maymun iştahlılıkla suçlayanlara "peki yirmi yıldır neden bu kadını* eksilmeyen bir sevgiyle ve hep aynı zevkle dinleyebiliyorum?" diyerek yanıt vermemi sağlayan, daha pek çok güzelliği de beraberinde getiren, dinlemekten bıkıp usanmadığım/usanmayacağım yegane ses.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder