22 Şubat 2012 Çarşamba
Kağıthane Profilo Servisi
ben futbol takip etmeyi iyiden iyiye biraktiğimda fenerbahçe ile ilgili hatirladiğim şeyler, sınırsız avrupa başarısızlığı, yönetim arkasında bitmek bilmeyen grup çatışmaları, çıkar gruplarının mücadelesi ile bir türlü adam olmayan bir takımdı. birde "ali şen başkan fenerbahçe şampiyon" vardı. hatta nihat genç'in, artık sevmedigimiz bu yazarın "en büyük taraftar" adlı hikayesinin son paragrafında ağır ama gerçekci bir benzetme ile "hepimizin takımı fenerbahçe" dediği takım. hepimizin takımı derken, üç kağıtçılıktan, çakallıktan bahsediyor.
Kağıthane Profilo Servisi
aradan yıllar geçti, fenerbahçe'nin şampiyon olduğunu duydum, takım olmaya başladığını uzaktan okudum, tesislerini tamamladı, daha önemlisi marka oldu, kendi endüstrisini yarattı. düzgün bir stadi var, locaları, kafeteryasi vs. si. bir hafta sonu eşini çocugunu alıp gidebilirsin, sonra da avrupa başarıları geldi. hiç inanmadığım, gözümle görmesem kabul etmeyeceğim şeyler. işte son maçı izliyorum, takım aslan gibi oynuyor. daha ilginci yenik olmasına rağmen yenilgiyi kabul etmiyor.
evet, tüm bu başarının öyle yada böyle baş mimari olan adam aziz yıldırım. özel hayatında iyi midir, kötü müdür bilmem ama fenerbahçe'yi 10 yıl içinde bambaşka bir yere getirdiği gayet açıktır. türkiye'de fenerbahçe haricinde başka bir takımın taraftarı olupta aziz yıldırım'ı kıskanmayan var mıdır, sanmıyorum. işte bu sebeple gerçekten "büyük başkan"dır, takıma herşeyini vermiş ve karşılığını almıştır. türkiye'de futbol ve fenerbahçe olduğu müddetçe hep saygı ile anılacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder