7 Şubat 2012 Salı
Duman Konserleri
özlükte kendi nickinin altına birşeyler karalamak gibi twitter'da yazmak.
tek farkı var burda kalıbına uydurmazsan atıyorlar. orada 160 karaktere sığdırmassan. şaka lan şaka twitter'da çaylak diye birşey yok. haydi şimdi bütün eller havaya.
edit: 160 değil 140. 386dx'e hatırlatma için teşekkürler. sms'e gitti aklım
uzaktan uzağa, ovvv, ne kadar asil bir insan, denilen bireylerin esasında kocaman birer totoş olduğunu görmemi sağlamıştır. üstelik alayı da sıçıyormuş bunların, haberim yokmuş, hiç yakıştıramadım. evet.
ulan sadece benim gibi sıradan tekdüze insanların her yaptığı boku millete gösterme çabası içinde olduğunu sanırdım. anaaamm bizim ulaşılamaz, erişilemez starlarımızın da içinde hasretmiş megerkim böyle otu boku 7 kat yabancılarla paylaşmak. neyse allahtan nezih platform twitter geldi de içlerinde ukte kalmadı.
hakketen onlar da sıçıyormuş. valla bak.
bir sabah uyandığınızda, sizin adınıza elli kişiye binlerce abuk subuk linkin "hey, is this you on here?" "funny pic" şeklinde kamufule edilmiş mesajlar halinde gönderildiğini farkedip sinir olabileceğiniz oluşum.
demek ki, tedbiri elden bırakmayıp sık sık sent folder'ını kontrol edip şifre değiştirmeyi ihmal etmemek lazımmış..
çoğu kimsenin kelimelerle profillerine fildişi kuleleler örmeye çalıştığı bir platform. ya da herkes aydın olmuş bir şekilde ben kaçırmışım. böyle bir veciz sözler, kainata göndermeler, kızgınım sana mörfi tadında tripleşmeler falan filan.
3 gündür kabız oldum sıçamıyorum yazacağım ama çekiniyorum ister istemez.
iki yazılımcıyız. kendimizin de eğlendiği ufak tefek şeyler yapıyoruz. ihtiyaca yönelik ücretsiz yazılımlar, geeky web siteleri, bazen forumlar falan. diğer yandan da, ingiliz gibi başlayıp özümüze döndüğümüz projeler buluyoruz. sabahın 6'sında telefon sesine uyanıp, "olum süper bi fikir geldi aklıma" naralarını duyduğumuz nicedir. çoğunlukla da bu projelerde kırılacak bir kulp buluyoruz. "ya o şurada denendi tutmadı", "öyle olsa şu yapardı onu", "muadili var" falan diye. bazen "ya tutarsa" deyip database tasarımına geçtiğimiz oluyor, ama kod yazımına geçmeden veya kod yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra kesssin bir şeyler buluyoruz. hiç olmadı, "vakit yok" deyip kendimizi kandırıyoruz; yiyoruz bunu.
artık bunlar o kadar çok arttı ki, vizyondaki projeleri analiz edelim dedik. adamlar nasıl fikirlerle nerelere gelmiş diye. twitter, cicek sepeti, prezervatif al ve bunun gibi birkaç proje. bu noktada sadece twitter'ı ele alalım. diyelim ki sabaha karşı 5'te(nedense hep böyle oluyor) twitter gibi bir proje aklıma geliyor. badimi arayıp gelenekselleşmiş küfürlerimi yedikten projeyi anlatmak için, "abi iyi dinle, facebook'taki statusler gibi, msn'deki kişisel iletiler gibi, blogdaki entryler gibi" diye cümleye başlasam; henüz "insanlar belirli bir karakter sınırlaması içinde kısa şeyler yazacaklar. kendilerini ifade edecekler. kesin tutar" diyemeden; "yahu facebook, msn, blog falan dedim. her yerde kullanılmış bu" deyip telefonu yüzüne kapatırdım.
yine ciceksepeti.com da öyle. kim internetten çiçek sipariş eder ki deyip hunharca gülerdik kesin. biralarımızı tokuşturup, koca göbeklerimizi kaşırdık böyle horhorhor sesler çıkararak.
twitter'ın şu durumdaki haline bakınca kendimize kızıyor, hasta 1.0'larımızı tozlu raflardan çekiyoruz:
"olum bu sefer bitti bu iş ya. başlamadan önce gidip biraz içelim hadi."
al işte...
hiçbir sikim anlamadığım site.
sözlüktekiler birbirine laf çakıyormuş dediler girdim üye oldum. (dedikoduya, kavgaya bayılırım) takip etmeye çalışıyorum ama yok. biri birine bir şey demiş, ne demiş la diye giriyorum private diyor. amına koyim başka profile giriyorum o ne demiş diye kuşlar böcekler çıkıyor karşıma.
olm sikicem doğru düzgün şurdan laf atın birbirinize yormayın beni. elimde çekirdeğim bekliyorum saatlerdir ! ya da biri bana öğretsin ne ayak bu site..
edit: ne hayırsızsınız lan, insan bir mesaj atar "abi bak şunu şunu yapıcan" diye.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder