9 Şubat 2012 Perşembe
Basshunter Şarkıları
5 maç seyircisiz oynama cezasının epey işine yaradığı takımdır. takımda revizyona gidildiği için pek çok yeni oyuncunun takıma adapte olma süresi bu ceza sayesinde fazlasıyla kısa olmuştur. şöyle ki, bu futbolcuların omzunda ilk defa vitrine çıkmanın yükü, "yanlış bir şey yaparsam tafartar bana ne yapar" korkusu olmadığından çok daha azdır. bu etken sadece yenilere değil tüm futbolculara pozitif yansımış, bu sayede hata yapan topçu sinmek yerine pozitif oyun sergilemiştir. keza ali sami yen'deki maçlar neredeyse antrenman maçı rahatlığında oynanmaktadır
o diil de, uefa kupası kendisinin malıdır. çarşamba günleri galatasaray müzesi'nde görülebilir.
ayrıca her sene uefa kupası alsa bıkmam, niye bıkayım, manyak mıyım?
ama itiraf etmek gerekir ki, her sene türkiye kupası alamasam biraz isyanım olurdu, şeftaliye verirdim kendimi.
alakasız edit: ulan sözlükte şu kadar adamsınız, biriniz de kalkıp "lafı yiyip, haftanın en kötü entrylerine girdikten sonra, enrtysinden uzun edit yapan insan"ın ruh halini irdelemediniz ya. işiniz gücünüz boş muhabbet yemin ederim.
hayatında anca şeftali kupası adı altında düzenlenecek tırt organizasyonlarda avrupada kupa alabilecek takımların daha tüysüz meyvelere yönelmesini sağlayacak takımdır. müzesinde avrupa kupası boşluğu olanlar da oraları avokado, muz, armut, karpuz gibi gönlünün istediği şekilde meyvelerle doldurabilir. gönül bu uefa kupasına da konar, şeftaliye de dii miii?
ankaraspor macindaki beraberlik ile birlikte fena halde tirsmama neden olan takimim. fatih terim 2. kez takimin basina geldiginde yasadigimiz seyleri yasiyor gibi hissediyorum. lige iyi baslangic, avrupada ilk macta basari sonra ligde alinan bir beraberlik ardindan surekli kotu futbol, sonra girilen zor bir lig, kupa, avrupa maratonu. ligdeki zorlu maclarda kotu performans, avrupadan kopmak. tek temennim var sampiyon olmasak da olur ama bu sene avrupada cosalim, 2001 den beri avrupada bir basarimiz yok hatta bizi sevince bogacak iyi bir macimiz bile yok.
14 sene sampiyon olamayip, avrupada dogru duzgun bir iş yapamayip sonra gelip avrupada yari final oynayan, 4 sene üstüste sampiyon olan, degil ormanlarin avrupanin krali olan aslan.. başkalarinin hayallerinin bittiyi yerde bizim gerçeklerimizin basladigini cok iyi bildigimiz icin degil 14 sene 44 sene kaydadeger basari gosteremese de destekcisi olacagimiz gecenin 4 ünde bile lehine laf yetistirmeye calisacagimiz takim.. zira nedir? 100 senelik türk futbol gecmisimizde,bize hic bir takimin taraftarina veremeyecegi mutluluklar yasatmis takimdir .. vefa borcumuz var en basta.. kizariz bazen, soveriz ama sovdurtmeyiz baskasina arkadas!
galatasaraylilik ruhu die bir sey vardir diger takimlardan bizi farkli kilan.. kol kirilir yen icinde kalir galatasarayda.. takimi elestirecek yer bu yüzden eksi sozluk degil, galatasaraylilarin olusturdugu ortamlardir.
baba yadigari. küçük yasta babamdan aldigim degerini ilerleyen zamanlarda anladigim takimim. çok küçüktüm. futbolun f'sini yeni anlamaya basladigim ve aslanlarin avrupa fatihi olma yolunda attigi adimlarin zamaniydi. babam, amcam ve arkadaslari bayraklar, sapkalar ve atkilariyla maça gitmek için bizim evde toplanmislardi. ben israrla babamin yanindan ayrilmiyordum. artik yola çikma zamani gelmis ve disari çikilmisti. herkes yavas yavas arabalara biniyor, ben ise babami takip etmeye devam ediyordum. onun da arabaya binme vakti gelmisti.
5 yasindaki number nine çocuk olmanin da verdigi tüm masumiyetle içinde ukte olan soruyu sormustu: "baba, ben de geleyim mi?" aldigi "senin yasin daha küçük" cevabiyla hayatin aci gerçekleriyle küçük yasta tanisma firsati buluyordu. kaderine boyun egip eve geri dönüyordu. aksam maça bakarken sizip kalan bedeni evde, ruhunu ise galatasaray'a destek için babasinin arabasiyla göndermisti. ruha isleyen galatasaray'lilik bir daha asla çikmadi. 17 mayis 2000'de ve 14 mayis 2006'da babaya sari kirmizi hediyesi için tekrar tesekkür edildi.
son haftlarda bir form düşüklüğü görülen takım. bu son gaziantepspor maçı ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. ligin başlarında takımdan büyük keyif alan taraftarlar, son haftalara doğru özellikle pozisyon eksikliği yüzünden takımdan aynı keyfi alamıyorlar. özellikle lincoln ile arda'nın form düşüklüğü gol yollarında çekilen sıkıntının en büyük nedeni. bir de forvetlerin beceriksizliği bunların üzerine eklenince takım gol sıkıntısı çekiyor. ayhan gibi bir oyuncunun sakatlanması da hem ofansif hem de defansif anlamda takımı etkiledi. umarım ileri ki haftalar da taraftarın da desteğiyle daha pozisyonlu ve gollü maçlar yaşanır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder