30 Aralık 2011 Cuma
alfemo genç odası
kışlık ayakkabı modelleri
ibrahim saraçoğlu saç dökülmesi
şal modelleri ve yapılışları
ortopedik ayakkabı
suna dumankaya göz altı morlukları
amerikan mutfak modelleri
yemek takımları
beyaz yatak odası takımları
bernardo yemek takımları
doğtaş oturma grupları
29 Aralık 2011 Perşembe
derya baykal şal modelleri
converse fiyatları
ibrahim saraçoğlu zayıflama kürü
suna dumankaya tarifleri
çilek genç odaları
istikbal koltuk takımları
sarev nevresim takımları
yatak odası mobilya modelleri
yataş oturma grupları
28 Aralık 2011 Çarşamba
Vans Ayakkabı
İbrahim Saraçoğlu Maydonoz Kürü
Derya Baykal Örgü Modelleri
Beyaz Gelinlik
Genç Odaları Modelleri
Yataş Yatak Odası Takımları
Karaca Yemek Takımları
Kelebek Mutfak
2 Eylül 2011 Cuma
Büyükçekmece Beko Servisi
1 Eylül 2011 Perşembe
Bahçelievler Profilo Servisi
Beşiktaş Baymak Servisi
Güncel yaşantımızda özelliklede yaz aylarında klima ve diğer soğutucu aygıtlara çok yoksunluk duymaktayız.Kavurucu sıcaklarda bize çok yardımı dokunmaktadır. Bizler yani Beşiktaş Baymak Servisi olarak bunun tam olarak farkındayız ve yaz aylarında daha oldukça kullanılmakta olan klima ve diğer soğutucu makinelerin çok arızalandığı ve bu arızalar karşısında sizleri çok uzun süreler mağdur olmamanız için seri,sistemli,hatasız ve disipli çalışıp makinelerinizi en yakınkısa sürede tamir ediyor sizlere en yaraşır uygun şekilde teslim ediyoruz.
Beşiktaş Baymak Servisi olarak en öncelikli hedefimiz siz değerli müşterilerimize daha kaliteli daha profesyonel daha güvenilir servis ihtimamıi , 1 garanti , 7/24 cağrı santralimizle sizlere her an hizmet de bulunuyoruz.Pazar günleride nöbetçi çağrı merkezlerimiz ile nöbetçi teknik ekibimiz günün 24 saati sizlerin hizmetindedir.Beşiktaş Baymak Servisi olarak biz yaptığımız mesleğin şuur'unda olup her zaman sizlere memnuniyetini temel hedef edinmişizdir. Sizde bu güzel teknik hizmetten yararlanabilmek için 444 1 494 numaralı çağrı merkezimizi arayarak bizlere ulaşabilir bu servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.
30 Ağustos 2011 Salı
Beşiktaş Profilo Servisi
Genel hayatımızda özelliklede yaz mevsimlerinde klima ve diğer soğutucu cihazlara çok yoksunluk hissetmekyiz..Kavurucu sıcaklarda bize çok yardımı olmaktadır. Bizler yani Beşiktaş Profilo Servisi olarak bunun tam olarak farkındayız ve yaz aylarında daha çok] tüketilmekte olan klima ve diğer soğutucu cihazların çok arızalandığı ve bu sorunlar karşısında sizleri çok uzun süreler mağdur olmamanız için süratli,mumtazam,dürüst ve disipli çalışıp cihazlarınızı en yakınkısa zamanda tamir ediyor sizlere en müsait uygun şekilde teslim ediyoruz.
Beşiktaş Profilo Servisi olarak en evleviyet gayemiz siz değerli müşterilerimize daha nitelikli daha profesyonel daha güvenilir servis ihtimamıi , 1 güvencili , 7/24 cağrı santralimizle sizlere her an ihtimamda bulunuyoruz.Tatil günlerinde de nöbetçi çağrı merkezlerimiz ile nöbetçi teknik ekibimiz günün 24 saati sizlerin hizmetindedir.Beşiktaş Profilo Servisi olarak biz yaptığımız mesleğin şuur'unda olup her zaman sizlere memnuniyetini temel gaye edinmişizdir. Sizde bu güzel teknik hizmetten yararlanabilmek için 444 1 494 numaralı çağrı merkezimizi arayarak bizlere ulaşabilir bu servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.
24 Ağustos 2011 Çarşamba
Esenler Ariston Servisi
Güncel hayatımızda özelliklede yaz aylarında klima ve diğer soğutucu cihazlara çok ihtiyaç farketmekteyiz..Kavurucu sıcaklarda bize çok yardımı dokunmaktadır. Bizler yani Esenler Ariston Servisi olarak bunun tam olarak farkındayız ve yaz aylarında daha çok] kullanılmakta olan klima ve diğer soğutucu cihazların çok bozulduğunu ve bu arızalar karşısında sizleri çok uzun süreler mağdur bırakmamak için süratli,yerli yerinde,dürüst ve disipli çalışıp cihazlarınızı en yakınkısa sürede onarım ediyor sizlere en yaraşır uygun şekilde teslim ediyoruz.
Esenler Ariston Servisi olarak en evleviyet hedefimiz siz değerli müşterilerimize daha kaliteli daha profesyonel daha güvenilir servis özenii , 1 garanti , 7/24 cağrı santralimizle sizlere her an ihtimamda bulunuyoruz.Tatil günlerinde de nöbetçi çağrı merkezlerimiz ile nöbetçi teknik ekibimiz günün 24 saati sizlerin hizmetindedir. Esenler Ariston Servisi olarak biz yaptığımız çalışmanın bilincinde olup her zaman sizlere memnuniyetini temel gaye edinmişizdir. Sizde bu güzel teknik hizmetten yararlanabilmek için 444 1 494 numaralı çağrı merkezimizi arayarak bizlere ulaşabilir bu servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.
16 Ağustos 2011 Salı
Beşiktaş Beko Servisi
Genel hayatımızda özelliklede yaz aylarında klima ve diğer soğutucu aygıtlara çok yoksunluk duymaktayız.Kavurucu sıcaklarda bize çok yardımı dokunmaktadır. Beşiktaş Beko Servisi olarak bunun tam olarak farkındayız ve yaz aylarında daha çok] tüketilmekte olan klima ve diğer soğutucu cihazların çok arızalandığı ve bu arızalar karşısında sizleri çok uzun süreler mağdur bırakmamak için hızlı,yerli yerinde,hatasız ve disipli çalışıp eşyalarınızı en yakınkısa zamanda tamir ediyor sizlere en yakışır uygun şekilde geri iade ediyoruz.
Beşiktaş Beko Servisi olarak en evleviyet gayemiz siz değerli müşterilerimize daha kaliteli daha profesyonel daha güvenilir servis ihtimamıi , 1 güvencili , 7/24 cağrı santralimizle sizlere her an hizmet de bulunuyoruz.Tatil günlerinde de nöbetçi nöbetçi çağrı santralimiz ile nöbetçi teknik ekibimiz günün 24 saati sizlerin emrindedir. Beşiktaş Beko Servisi olarak biz yaptığımız mesleğin şuur'unda olup her zaman sizlere memnuniyetini temel misyon edinmişizdir. Sizde bu güzel teknik hizmetten yararlanabilmek için 444 1 494 numaralı çağrı merkezimizi arayarak bizlere ulaşabilir bu servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.
Sol Kanat
arda'nın gidişindeki terim'in küskünlüğü bu tabloda daha iyi anlaşılıyor. terim forvette elmander ve baroş'u kullanıp orta sahada ise colin kazım,sabri,selçuk,arda dörtlüsünden oluşan yerliler ile iş yapmayı düşünüyordu. yabancı opsiyonunda bu dörtlü elini rahatlatıyordu. bu durumda elmander'i oynatamama ihtimali belirdi. halbuki elmander terim'in oyun sistemi için önemli bir adam baroş'un yapamadığı presi yapabiliyor. arda'nın yerine alınacak adam yabancı olursa o na yer açmak için yedek kalacak. aslen galatasaray eğer keita da gelirse yabancı transferini bitirmiş demektir. çünkü keita'dan sonra aldığı adamı oynatamayacak ya da yeni aldıklarından birilerini sürekli yedek bırakacak. avrupada da olmadığı düşünülürse bu kadar büyük rotasyona gerek yok. hatta daha az maç yapacakları için takımı forma sokmak adına bir sürü hazırlık maçı yapması lazım.
kısacası şu anda gözüken tabloda muslera, ujfalusi,eboue,baroş ve melo banko gözüküyor elmander,stancu ve gelirse keita dönüşümlü oynayacaklar, hatta bu durumda eğer bir yere gitmediyse pino bile forma şansı bulacaktır. keita'nın gelmesini her gönül ister, sağdan yardırmalarının tadı damağımızda ama soldan giden hatta balta gibi bir adama defansif anlamda da yardım edecek birini bulsak iyi olacak.
Eyüp Bosch Servisi
Genel yaşantımızda özelliklede yaz aylarında klima ve diğer soğutucu aygıtlara çok yoksunluk duymaktayız.Kavurucu sıcaklarda bize çok yardımı dokunmaktadır. Bizler yani xxx servisi olarak bunun tam olarak farkındayız ve yaz aylarında daha oldukça tüketilmekte olan klima ve diğer soğutucu makinelerin çok arızalandığı ve bu sorunlar karşısında sizleri çok uzun süreler mağdur olmamanız için seri,mumtazam,hatasız ve disipli çalışıp eşyalarınızı en yakınkısa sürede onarım ediyor sizlere en muvafık uygun şekilde devre ediyoruz.
Eyüp Bosch Servisi olarak en öncelikli hedefimiz siz değerli müşterilerimize daha nitelikli daha profesyonel daha güvenilir servis özenii , 1 garanti , 7/24 çağrı merkezimizle sizlere her an ihtimamda bulunuyoruz.Pazar günleride nöbetçi çağrı merkezlerimiz ile nöbetçi teknik takım günün 24 saati sizlerin hizmetindedir.Eyüp Bosch Servisi olarak biz yaptığımız işin şuur'unda olup her zaman sizlere memnuniyetini temel hedef edinmişizdir. Sizde bu güzel teknik hizmetten yararlanabilmek için 444 1 494 numaralı çağrı merkezimizi arayarak bizlere ulaşabilir bu servis hizmetinden yararlanabilirsiniz.
28 Haziran 2011 Salı
Nezaket Sorunu
tecavüzü neden konunun merkezine çekiyorum? şu nedenle, ister bir erkek olarak fark etmiş olun, ister olmayın, türkiyedeki kadınlar tecavüz tehlikesini sıradışı,hasbelkader ortaya çıkacak bir vakıa olarak görmezler, çünkü doğdukları andan itibaren bu risk 'nasıl tespit edilir, nasıl bertaraf edilir, başa gelirse nasıl gizlenir' konulu yoğun bir eğitimden geçerler, olağandır yani... hoş, azıcık gazete okusanız bunun hiç de öyle toplum dışı kalmış erkekler tarafından yapılmadığını fark edebilirdiniz.
demem o ki siz gerim gerim gerilip sabahtan akşama kadar sosyalleşirken bu çocuklar annesinin dizinde yaşamış olabilir mesela, size 'göster bakayım oğlum' denilirken yaşıtlarınız olan kız çocuklarına eteğini örtmesi evet, evet bildiğiniz anlamda o alımlı kadınlar gibi frikik vermemesi öğretilir, yani anlayacağınız dilde, beş yaşından beri risk altında olduğu öğretilir!
sizin elbette böyle bir niyetiniz yoktur, sorun sizin risk grubu olmanız değildir çoğu zaman, bazen de sırf etraftakilerin bakışlarıdır. ama madem başladınız türk kadınlarındaki nezaket sorununu irdelemeye, bir de burdan bakın bakalım: ey medeni türk erkeği, bir saniye dur ve hayal et! güldüğünde ibne, bir kızla konuştuğunda pezevenk damgası yiyor olsaydın, toplum içine çıktığında her hareketin mercek altına alınıyor olsaydı, annenin kaş göz işaretleriyle, abinin, babanın bizatihi sille tokadıyla muhahap olmak zorunda olsaydın ilişkilerini nasıl kurardın?
işbu entry, erkeklerin iyiniyetli ama toplumun kötü olması ihtimaline dayanmaktadır, yoksa daha önce bakınız verilmiş olan ortamdaki kiz gidince degisen erkek muhabbeti söz konusu bile edilmemiştir.
bağcılar beko servisi
bağcılar beko servisi
bağcılar beko servisi
bağcılar beko servisi
bağcılar beko servisi
Türk Erkeği
bizim meselemiz bu değil bu sorunda, bir kızın illa ki kendisiyle konuşulma çabasını neden cinsellik çerçevesinde algıladığıdır. ve bunu gerçek kılıp kaba davrandığıdır. insan ister istemez author'un şizofren kız teorisine inanası geliyor.
sosyal ortamlarda kızların kabaca davranması hiçbir dış faktöre bağlanılacak bir unsur değildir. çünkü kimse bir kızı kolundan tutup da yatağa atacak değildir. bunu yapabilen insanlar da zaten adli bir kurumun ilgi alanındadır. sosyal topluluklarda elinizi atsanız böyle bir tipe rastgelme ihtimali de düşüktür. sonuç da bir kızı toplum içerisinde risk altına alan unsur yoktur. istediğimiz ölçüde olmasa da gelişmiş sosyal yapısı olan toplumda yaşıyoruz. bir cafede bir yemekte tanıştığı adamın kendilerine bir kötülük yapacağını düşünmek paranoyaklıktan başka bir şey değildir. kadınların da sırf kadın olmalarından ötürü kendilerinin ilgi odağı olacağını düşünmeleri de eğlencelik malzemeden öte bir şey değildir.
bağcılar beko servisi
kız mutlu lerzan mutlu
bunların yurtta bir adet sevgili varmış, oğlan köpek gibi seviyormuş kızı, günlerden bir gün yıl dönümleriymiş, kız yurtta "ühhü unuttu yıl dönümümüzü" diye aglarken oglan mesaj atmış.
- aşkım aşağı iner misin?
kız; heh heralde bana hediyemi getirdi demiş. çıkmış odadan, merdivenin başına gelmiş. aman tanrım!!
gözlerine inanamamış, bir adet gül yerde, bir adım daha atmış, bir gül daha, derken bir gül daha, bir gül daha..200 basamaklı merdivenin her basamağında bir kırmızı gül.
kız inanamıyor gördüklerine, geberiyor zevkten, kapıya geliyor artık. kapı açılıyor ve aman tanrım!!
kırmızı güller ard arda dizlimiş ve bir yere götürüyor kızı, kızda takip ediyor yolu, en sonunda çocuk bekliyor kızı, beyaz güllerle etrafı çevrilmiş, kızda dahil oluyor dairenin içine, gözlerinden yaşlar boşanıyor tabi, derken aman tanrım!!
ikisinin parçası çalmaya başlıyor derken aman tanrım!! havai fişekler!! obareyy! kız uçuyor, diğer kızlar mal mal bakıyor, niye bizim böyle bir sevgilimiz yok diye, yurdun yaşlı müdüresi bile ağlıyor, benim herif neden boyle değil diye..
hikayenin sonlarına yaklaşırken benim arkadaşımda tekrardan göz yaşlarına boğuldu, dayanamadı, ühüh. ne kadar romantik di mi dedi?
tey allah'ım dedim ya, zengin bi tane lavuğun parasını harcaması nasıl romantizm olarak değerlendiriyorsun, ne gibi bir fedakarlık var şimdi burada.. nesi romantik şimdi bunun? kız olsam biri bana bunu yapsa, ağzının üstüne basarım iki tane tokat.
ne kadar mal adammışsın sen ya, gerçi reklamını iyi yapmışsın bak benim bile haberim oldu, şimdi buradaki yazarlarında oldu.
neyse benim bünyemde zerre his ve duygu uyandırmamıştır bu olay, tamamen rezil bir şey olarak goruyorum.
ama kız mutlu, lerzan mutlu.
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
Daha on7
*partisi için kanunların, kamu kurumlarının anasını siken bürokrat kontenjanı 40 koltuk,
*vatanı için kurşun atan, kurşun yiyen kati... ehem kahraman kontenjanı 15 koltuk,
*partiye kaynak sağlayacak bilimum hırsızlık ve yolsuzluk yapmış fedakar partili kontenjanı 25 koltuk,
*liderin sultasını sürdürmek için partiler yasasının amına koyan lider yalakası kontenjanı 20 koltuk,
*batmak üzere olan holding sahibi ve işbirlikçisi yöneticileri kontenjanı 30 koltuk,
*ezilen halkların özgürlüğü için bebek öldüren, masum insanları bombalayan, halkları birbirine düşman eden demokrat kontenjanı 15 koltuk,
*ırkçı, bölücü yada halkı kışkırtıcı laflar edip hapse düşmüş potansiyel parti lideri kontenjanı 5 koltuk, (bu kesin şart hiç değilse kanun, anayasa tecavüzlerinin önüne geçilir resmi olursa)
işte ben böyle hesap ettim, yaklaşık 150 ekstra koltuk falan gerekiyor. devlet büyüklerimiz daha iyi bilirler tabii ama hiç değilse buna benzer bir düzenlemeye gidilse de kalan 550 vekilimiz gerçekten vatana hizmet edecek ,dürüst, namuslu, vatansever insanlar olabilseler.
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
takipdeyim.
rte evet derken sen bel altı vurdun, adam bu sefer "yetmez ama evet" demeye başladı, eğitimsiz kesime güç gösterisi yapmasını sağladın. belaltı vurdun, rekabet kurallarını değiştirdin.
seçim döneminde eğitimsiz kesim akp'ye oy veriyor dedin, ulan sen adamlara cahil, eğitimsiz dersen verirler tabi. sana mı vereceklerdi oylarını? onlara gerzek muamelesi yapan adama mı?
hadi seçimi de kaybettin! kaybettiğin gibi hapisten tbmm'ye tünel kazma planlarını eski politik kuklalarla yaptın. ona da birşey demedik hadi.
şimdi tbmm'ye gidermiş de, yemin etmezmiş. s.kime git denilesi durumlara milleti de böyle gark edersin.
adamın yüzünden herkes kaçıyor. akp'den kaçan chp'ye, e peki chp'den kaçan nereye? ben nereye?
zöe: sinirle yazdığım için tarzımı kaba bulmuş olabilirsiniz. oysaki yazdığım şeylerdeki doğruluk payını umarım siz de görüyorsunuzdur. tamamen objektif olmalı kemal kılıçdaroğlu'nun chp'si konusunda, şüphesiz ki onlar oyun kurmaktan aciz, tribüne oynayan futbolcu gibidirler.
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
Vestel servis
bir kadının bir erkek gibi özgürce cinsellik yaşaması resmen namussuzluk sayılır. kimse de çıkıp sorgulamıyor "sen bunca kadınla birlikte oldun evlenmeden, sen neden namussuz olmuyorsun da ben oluyorum? sırf kızlık zarı diye bir şey var bende diye mi?" o adama sorsan sanır ki kızlık zarı oraya hatun daha önce biriyle yatmış mı anlasın erkekler diye koyulmuş. kızlık zarına o anlamı yükleyen kendisi gibi bir beyin yapısına sahip erkeklerdir oysa ki onun tek amacı cinsellik yaşamamış bir kadının o tarz hastalıkları kapmasını engellemektir.
bir de iş yabancı hatunlara gelince değişmiyor mu o çok deli edici. "onların kültürleri farklı." sen öyle san onların dini de evlilik dışı ilişkiyi zina kılabiliyor da kim takıyor? onlara gelince normal türk kızına gelince mi anormal? bu işler tercih işi değil sanki. türk kızı bakire değilse eş olmaz ondan, ama yabancıyla olur ooo neden olmasın?!
merak ediyorum bu adamların kız arkadaşları sorsa onlara "benden önce kimseyle yattın mı? bak yattıysan bu iş yürümez." nasıl tepki vericekler acaba. keşke yapsa birileri bunu onlara.
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
bağcılar vestel servisi
seytan amirim
ben akbaboşun durumuna da fena halde içerledim. amirimin durumu hepsinden beter ama o hiç olmazsa kendi etme-bulmalarının sonucunda bu hale geldi. akbabanın amcasının, babasından sonraki en büyük özdeşlik figürlerinden biri olduğu varsayarsak büyük yıkım. çocuğun kendilik nesnelerinden biri,amcası, sevdiği kıza tecavüz ediyor. amcasından çok kendinden tiksinir çocuk. ki genç akbaba da kendini yaralamış.üzüldüm valla.
bölümün can alıcı yerlerine bakacak olursak hep karakterler baba figürleriyle çatışma içinde. harunu babası reddetti. ercü ona babalık eden adamı öldürdü. şule babasından öcünü almak istemiş. behzat, berna yüzünden kendiyle hesabını kapatmak istiyor. kısacası çok baba bir sezon finali olmuş.
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bir ankara şubesi
behzat ise tamamen bitti. ercü reyiz'in komplosundan yırtamaz. yırtsa bile kafadaki tahtalar zaten sorunluydu, artık tamamen yalama oldular diyebiliriz. yazık la adama. belki arkasında mine'yi ve şule'yi bıraktı, ancak haberi olsa bırakmayacak kadar delikanlı bir adam bizim behzat ç. ne desem boş. bu noktadan sonra hikaye nasıl ilerleyecek en ufak bir tahminim bile yok.
akbabuş'un hikayesini çok merak ediyordum. ilk flashbackte tahmin ettim. çünkü orospu çocuğu amca karakterinin kıza tecavüz edeceğini belli ettiler. zaten, bunu gizlemeye çalıştıklarını sanmıyorum. ancak akbaba'nın kızı bu olaydan sonra terk etmesi üzücü olmuş. zaten adamın en büyük pişmanlığı belki de bu. o güzelim kıza yapılacak şey değildi oysa ki... o zor anında, yanında olabilseydi, bugün o kızdan tokat yemezdi. ancak akbabuş'a mutlu bir son yazdım kafamda. o kızla. umarım gerçekleşir.
gelelim ayı harun'a. cansın sen. ağlarken gelip sarılasım geldi sana ayı görünümlü duygu insanı. keşke senin gibi sevebilsem lan birini. kesinlikle haklısın. o şıllık eda düğüne geldi, gerçekleşmeyen düğün sonrası yanına geldi, kızı öpünce sen suçlu oldun. kız resmen geldi düğününü bozdu. tam "ben mutsuzsam, beni seven adam da mutsuz olsun" kafası. eda, sen de altı üstü sekreterlik yapıyorsun. kendini bulunmaz hint kumaşı zannetme. hepimiz yanlış kişilere kapılırız. gönül bu, ota da konar boka da. ot olan kısmı sen değilsin tabii.
sayın savcım. güzelsiniz, hoşsunuz, çekicisiniz, otoritersiniz. muhteşemsiniz. kadınlık içgüdülerinle bir şeyler döndüğünü sezmenizi, behzat'a kurulan komployu ortaya çıkartmak için çabalamanızı hayranlıkla izledim. hele o kırmızı elbiseniz çok güzeldi. ancak hala benim için behzat'la meyhanede bira içtiğiniz günkü haliniz en güzel haliniz.
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar bosch servisi
bağcılar baymak servisi
bağcılar baymak servisi
bağcılar baymak servisi
bağcılar baymak servisi
bağcılar baymak servisi
hayaller içinde
görüntülere gelmeden önce vurgulamak istediğim bir husus var. şule, ercü tarafından kaçırıldıktan (!) sonra depresyona girmişti, daha sonra aç karnına yüksek doz ilaç içip behzat tarafından hastaneye son anda yetiştirilmişti. bütün bunlar sırasında behzat'ın şule için ne kadar endişelendiğini , şule'nin behzat'la nasıl bir duygusal bağ kurduğunu gördük - ki zaten babasıymış kızın - ayrıca fena halde yamulmuyorsam bu olayların çok daha öncesinde berna'nın itilişini (!) de izledik. hastane çıkışında behzat ile şule'nin tartıştığı sahnede şule behzat'a "merak etme intihar etmem!"deyip gözyaşlarına boğulmuştu hatırlarsınız. şu an gelinen noktada şule o gece oradaydı, bu kesin. eğer berna'nın intihar ettiğini bilmese bu cümle oldukça havada kalıyor çünkü final sahnesinde de izledik ki her bir sözden ilmek ilmek işlenmiş senaryo ortaya çıkıyor. orada o cümleyi kurmuş olmasının sebebi, kendini behzat'ın kızı yerine koyup babasını berna gibi yarı yolda bırakmayacağı düşüncesi olması çok büyük bir ihtimal.
e o zaman görüntüler ne iş denecek olursa, ilk görüntülerin montajlandığı savcı'nın inceletmesinden sonra ortaya çıktı, ikincisindeyse bir inceleme yapılmadı. dolayısıyla ikinci görüntülerde de montaj ihtimali yüksek diye düşünüyorum. bu arada, görüntüleri alan memduh başkan, profili cafe'nin çalışanının söyledikleriyle bire bir tutuyor: sakallı, şişman. hafif kel dedi mi hatırlamıyorum ama sonuçta başgan için sırma saçlı da diyemeyeceğim doğrusu. kaldı ki, şule'nin kayıpları oynadığı zaman teras bar'da takılması da ercü'nün işi, behzat'ın o balkon demirlerinde durup etrafa bakacağını çok iyi biliyordu (nasıl biliyorsa p.ç) neyse, şule ve görüntüleri bağlayacak olursak, daha önce de dendiği gibi bir şekilde şule'nin net çıktığı bir görüntü daha olabilir, şule itmemiş olsa bile (ki görüntülerde atan kişinin bambaşka biri olduğu söyleniyor) daha öncesinde yaşananlardan dolayı intihar'ın bir şekilde sebebi olmuş olabilir, mesela berna'yı bulup gerçekleri bir bir anlatmış olabilir. ama öyle olsa bile bunun planlanmamış bir şey olduğunu zannediyorum ; çünkü öncesinde ortak hiçbir arkadaşları yok, daha doğru arkadaş gruplarında birlikte çekilmiş oldukları hiçbir fotoğraf yok, yani daha öncesindeki bir cinayette olduğu gibi "üvey kardeşini gizlice takip edip, arkadaş olup, sonra da öldürmek" gibi bir durumun olasılığı oldukça düşük.
bu arada şule'nin behzat ile birlikte geçirdiği süre zarfınca onunla baba-kız gibi olduğunu ve de babasına özendiğini "hadi beni de cinayetlere götür, birlikte çözelim" diyerek ifade ettiğini farkettim. ki bu da son zamanlardaki depresif tavrını açıklamaya yardımcı olabilir. o gece her ne olduysa - ittiyse ya da intihar etmesine sebep olduysa - bundan dolayı içinde birazcık da olsa bir pişmanlık var ve kişilik bölünmesi sebebiyle -şule, jale, berna- o an içindeki hangi kişiliğe yakınsa - ki intikamcı kişilikten saçları maviye boyattığından itibaren tamamen uzaklaştı - ona göre bir ruh haline bürünüyor. a aklıma gelmişken, doğum günü muhabbeti'nin çıktığı telefon konuşması büyük ihtimalle ercü ile yapılmıştı.
gelelim memduh başgan(r.i.p.)'a: ağır abi'nin bu konuda ikili oynamış olabileceğini düşünüyorum ama %78* bir ihtimalle başgan rahmetlik oldu. olmamış olsa bile ercü'den bi şekilde kaybettiği kanı alacaktır.
kan demişken, behzat'ın evinde öldürdüğün adamı behzat'a kakalamaya çalışarak halt ettin ercü, bok ye. o tekin beyi içeri alırken çıkan kapı kolu bir şekilde behzat'ın suçsuzluğunu kanıtlayabilir. anlayamadığım nokta, tekin'in cesedindeki mermi ya da evdeki kovanı bulunmazsa o merminin amirimin silahından çıktığı kanıtlanamaz. adamın kaç gündür evine uğradığı yok (uğrasa bile ikinci sezon göstereceklerdir) tutup odasına "aha tekini öldüren silah, üstünde de behzat'ın parmak izi var" diye silah koyuyorsunuz. eğer olur da silah ercünün parmak izleri behzat'ın çıkarsa çocuğunu keserim*. ilk sahnede zoom yapılan kan'a gelince, çamaşır suyu ile bir güzel silindiğinde dna mna kalmaz, mna koyar. kullanılmadıysa bile o leke o koltuktan nasıl çıkıcak?
Bağcılar Baymak Servisi
Bağcılar Baymak Servisi
Bağcılar Baymak Servisi
Bağcılar Baymak Servisi
Bağcılar Baymak Servisi
Servisler hakkında
kendinizi cok ulvi bir amaca hizmet ediyormus gibi hissedipte mühendisligi hayatinizin bas kösesine koymayin. cünkü hayat tarzini mühendislik anlayisi üzerine sekillendirmek sizi dünyanin en dar görüslü, sıkıcı ve sıg ınsanları arasına sokacaktır. eglence anlayisiniz yine sizin gibi bir kac arkadasinizla biraraya gelip geberene kadar bira icmekten yada bir disko'ya 5 erkek gidipte etraftaki kizlari kesmeye cabalamaktan ibaret olmasin. sanatla ilgilenin, sinema haricinde opera ve tiyatro izleme zevkiniz de gelissin. zamaniniz olursa mutlaka bir müzik enstrumanini calmayi ögrenin. hatta o enstrumani hayatinizin icine okudugunuz mühendislik derslerinden daha hallice yerlestirin, gerekirse bas kösesine koyun. kitap okuyun, insanlarla fikir tartismalarina girin. siyasi, dini ve tarihsel fikirleriniz sadece etrafinizdan duyduklariniza göre sekillenmesin. kendi arastirmanizi kendiniz yapin, yetmedigi, aciz kaldiginiz yerde yine okumaya, ögrenmeye devam edin. hayati bir yenmek - yenilmek, üste cikmak - altta kalmak anlayisiyla irdelemeyin. herkesten birseyler ögrenmeye, onlari dinlemeye ve anlattiklarini gercekten anlamaya calisin. bunlarin haricinde belki de en kritik nokta kadinlardir. onlardan asla uzak durmayin. arkadasligin ötesinde sevgili olmak gibi iliskiler de gelistirin. onlari taniyin, beklentilerini, isteklerini, tepkilerini anlamaya calisin.
her ne kadar derslerde okudugunuz kitaplar ve hocalarinizdan ögrenecekleriniz size en cok analitik düsünme yetisini kazandiracaksa da hayatin sosyal gercekliginden asla kopmayin. unutmayin ki gecilmez denilen dersler gecilir, en kil bilinen hocalar yola gelir, fersah fersah uzakta görülen o diploma gün olur elde tutulur. önemli olansa tüm bunlar olduktan sonra sizde hayata dair ne kaldigi, hayatinizi ne sekilde devam ettireceginiz sorusudur. eger ki mühendislik okumak sizde hayattan keyif alma mefhumunu köreltirse, veya bu mefhumun gelismesine engel olursa hayattaki hicbirseyin anlami kalmaz. eger mezun olup ise girdikten sonra eglence anlayisiniz hala yaninizda sizin gibi bir kac sapla sehrin eglence mekanlarina gidip ögrenciyken yaptiklarinizin teoride aynisini yapmaksa ömrünüzü heba ediyorsunuz demektir. cebinizde eskiye kiyasla daha fazla para olabilir, altinizda araba da olabilir, artik gittiginiz mekanlar daha kalbur üstü, daha pahali olabilir. sizse üstünüzden kamyon misali gecmis olan o üniversite yillarina direnemeyip bir ot olup ciktiysaniz malesef midyada pirince giderken evdeki bulgurdan olmussunuz demektir.
amaciniz yasadiginiz hayattan keyif almak, araciniz mühendislik maasi olsun.
Çekmeköy Beko Servisi
Çekmeköy Beko Servisi
Çekmeköy Beko Servisi
Çekmeköy Beko Servisi
Çekmeköy Beko Servisi
servis kalitesi
mühendis olmaya çabalayın. meslektaşlarınızı taşak oğlanı yaptırmayın. bu okul süresince hemen olacak bir şey değil ama okul bittiğinde "mühendisliğimi geliştirmek adına ne yapabilirim?" sorusuna cevap veremiyorsanız unutun o 4 seneyi. öss'ye filan girin yine. tıp okuyun kolay o mesela.
okul döneminde boş vakitlerinizi güzel doldurun. mesleki dersleri sadece geçmek için çalışmayın. öğrenin, uygulayın, geliştirin. stajı çok iyi değerlendirmeye gayret edin. naylon staj yapanlara aldanmayın adam gibi yapın stajınızı. iş yeri kabul ederse staj süresi dışında da gidin. stajı sanayi merkezlerinin içinde tercihen ufak ama sürekli iş akışı olan bir atölyede yapın. bu sizin çevre yapmanıza yardımcı olacak. boş vakitlerinizde sanayii gezin. çalıştığınız yerde olmayan makine ve üretim teknikleri hakkında bilgi alın. bunun en kolay yolu çay ısmarlamaktır. akıllı olun.
sürekli geliştirin kendinizi. mühendislik yapacağınız mesleklere odaklanın. yoksa beko'dan kovulan mühendisler gibi ebleh ebleh dolaşırsınız ortalıkta.
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Heyecan dorukta gözler hakemde
salon hınca hınç dolu, heyecan dorukta. hatta star wars yazısı belirir belirmez alkışlar duyuluyor, öyle bir ortam.
ilk sahneden itibaren dalıp gidiyorum, gözlerim iri iri açılmış, koltukta öne eğilmiş, arada sırada "sessiz nidalar" koyvererek izliyorum filmi. ilk yarının sonuna yaklaşırken omuzumda bir ağırlık duyuyorum. kimbilir ne kadar zamandır var ama ben yeni hissediyorum. dönüp bakmaya çalışınca hasan'ın saçlarına değiyor yüzüm. omzumu yastık yapmış, hafif perdeden horlayarak uyuyor. sevsem mi dövsem mi ikileminde kalıyorum. ara başlıyor. "içim geçmiş..." diye kaldırıyor kafasını. "ya güzelim, sana da ayıp oldu. nasıl, film güzel mi?" diyor. ikinci yarıda bir süre uyanık kalıyor, sonra "ya kitarobitciğim, ben gene şöyle omzuna kafamı koysam azıcık?" deyip gene uykuya dalıyor.
klasik musîki dinleyen, ağırbaşlı, bilimkurgu ya da fantastik filmlerle hiiiç ilgisi olmayan can dostum, sırf benim heyecanıma ortak olmak için geliyor ama dayanamıyor, n'apsın?!? haftanın yorgunluğu üzerinde zaten ama o beni kırmamak için geliyor yine de. canım içi o benim!..
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
Avcılar Baymak Servisi
25 Haziran 2011 Cumartesi
adamın geceleri buzdolabını kuncukladığını yada birilerinin
mütemadiyen adamcağıza serum dayayıp dayamadığını düşünmüyorum, 70 yıldır bir şey yemediğine de inanıp inanmamak arasında çok huzurlu bir yerdeyim. ama dikkatimi çeken başka bir nokta şu ki, bir çok kişi bu duruma kati olarak inanmama pozisyonunda ve sanki bilim adamlarının adamın 70 senedir bir şey yemediğini bilimsel olarak ispatlasalar bile bu ipneler yine inanmayacaklarmış gibi geliyor bana. çünkü durum kendi mantık evrenlerinin dışında ve bu yüzden kesinlikle kabul edilemez.
Tandoğan Arçelik Servisi , Tandoğan Beko Servisi , Tandoğan Vestel Servisi , Tandoğan Bosch Servisi , Tandoğan Siemens Servisi
bir zamanlar "dünya yuvarlaktır" diyen insanı giotin e götüren beyin kabuğu sertleşmiş güruhun günümüzdeki tezahürünü görüyorum adeta. ya tamam inanmazsın belki ben de inanmıyorum falan ama adamlardaki bu bağnazlık ve alaycılık çok sinir bozucu. mantığının dışında olan bir olguyu kabul etmemen mantıklı; fakat evrende gerçekleşen tüm yasaların senin mantık süzgecinin türevi olamayacağına göre hayatının bi yerlerinde sana göre mantıksız bişeylerin olmaması çok daha mantıksız bir durum olurdu.
Tandoğan Profilo Servisi , Tandoğan Demirdöküm Servisi , Tandoğan Baymak Servisi , Tandoğan Vaillant Servisi , Tandoğan Ariston Servisi
15 Haziran 2011 Çarşamba
coca cola hakkında türlü teoriler üreten müslümanların
normalde ben şahsen böyle salak saçma konulara bakıp bakıp gülerdim ama ekşi sözlük yazarı olduktan sonra garip bir misyon üstlenmiş gibi oldum. bünye öyle hissediyor. şimdi farz edelim ki, evet coca cola'nın asıl amacı bu. logosu aracılığıyla tüm dünyaya bunu empoze ediyor.
bak her şeyi at kafadan şöyle düşün; trilyon dolarlık bir dünya şirketisin. deli para kazanıyorsun. her eve giren bir ürünün var. ve sen bu ürünün üstüne "muhammed yok, mekke yok" diye mesaj yazma ihtiyacı duydun. muhammed yok, mekke yok ne lan? mekke dünya haritaları çizildiğinden beri yerinde, muhammed'de insanlar müslüman olduğundan beri inanılan birisi. şimdi sen diyorsun ki adam gitmiş coca cola'nın üstüne bunları yazmış ki insanlar etkilensin. olum mal mısınız?
muhammed yok, mekke yok mu yazar yazmak istese? yok demekle eline ne geçer? yok dedin, bitti gitti. bu kadar. trilyon dolarlık şirket lan bu? böyle bir şey yapmak istese yaşasın musevilik falan yazdırır adam. niye muhammed yok, mekke yok gibi hiç bir işe yaramayan bomboş lafı yazsın?
olum ne gerizekalı insanlar var dünyada da böyle şeylere pat diye kanıyorlar. la yok yazmış diye komplo teorileri üretiyorlar. şaka mısınız lan siz?
höh be. neyse, içimi döktüm, rahatladım. kafanız açık olsun, iki gram düşünün arkadaşım.
reklamın iyisi kötüsü olmazdan kök alan bir stratejidir.
aslıdna ne guerilla marketing var (mesela regalin veyahut profilo'nun reklamları gibi) işin içinde ne de görsel bir yaratıcılık (ne kadar çalıntı da olsa akbankın). zaten çelik'li reklamların ilk başlangıç-çıkış noktası "tıh tıh tıh eyi günler"li samimi (?) yapı kredi reklamıydı. ama çelik o sempatiyi nedense yaratamadı. hatta oyuncakları bile çıktı ama nedense o oyuncak çelikler çevremdeki ufaklıkların ilgisini çekmedi (çekenlerin de çelik'leri ikinci gün tersane cennetini boyladı zaten).
netice itibari ile gerek çelik serili reklamları olsun gerekse şu yeni inox ankastre reklamları olsun hem yaratıcılıktan uzak hem de bir tüketici olarak beni cezbetmekten uzak.
tabii ki sayıları vermek ve "hayır haksızsınız reklamlar süper" demek olası. fakat unutulan bir nokta var.
türk halkının gözünde arçelik, sonynin türk malı muadilidir. hem hesaplıdır hem dayanıklıdır. (anneannemin evinde 1970'ten kalma arçelik buzdolabı var, babamları yazlığında da aynı yıllardan kalma bir tane. hala da taş gibi çalışıyorlar) bu sebeple ben de beyaz eşya alacaksam ve orta sınıf tüketiciysem tercihim arçeliktir. (yoksa bosch'dan da vazgeçmem, ama buzdolabım ve bulaşık makinam arçelik ne yapalım)
satışlar arttı çünkü reklam stratejimiz süperdi demek türkiye piyasasında neredeyse 50-60 yıldır bulunan arçelik'in marka değerine hakarettir. özellikle vestel'in ve yan ürünü regal'in, keza spot piyasa'nın yıldızı indesit'in fiyat avantajı ile savaşmak sözkonusu iken ve bu doğrultuda reklam stratejisinden ziyade satış stratejisini ucuzlaştırma olarak belirleyen arçelik'in gün itibari ile satışlarına reklam sebep oldu demek tek kelimeyle hedef saptırmadır.
bunları görmek için de kreatif düşünmeye bazen ara verip çevredeki son kullanıcı profiline ve beklentilerine bakmak yeterlidir.
son bir ekleme yapmadan da duramıyorum. öyle bir hava yaratılıyor ki, arçelik türkiye beyaz eşya ve dayanıklı tüketim malları piyasasına 3-4 sene önce gimiş de reklamları sayesinde 2 yılda parsayı toplamış gibi. ben diyorum anneannemin evinde 30 yıllık arçelik buzdolabı var, annemlerin evinde var, benim evde yeni logolu hallerinden bir tane var, millet diyor 2 senede süper sattık, bunu da harika reklamlarla yaptık.
marka dediğin alışkanlıklarla satar. bebekliğimden beri abur cubur için dadandığım buzdolabı arçelik olursa tabii ki çocuğum da aynı markayı görür. (sınıf atlamadığımı varsayın) hele bir de satış sonrası hizmet konusunda bu kadar başarılıyken.
ha bu arada arçelik 82 ekran lcd'yi 1400 ytl civarında bir fiyata satıyor. keza vestel de o civarlarda. ama samsung 2,500 ytl, sony 2700 civarında (aynı kategoride